İstanbul’da büyük bir inşaat firmasında mimar olarak çalışan, 44 yaşındaki Oktay Uysal iki çocuk sahibi ve evlidir. Ailesiyle birlikte lüks bir rezidansta yaşayan Oktay iş ve özel hayatındaki sorumluluklarından öylesine bunalmıştır ki evden kaçmayı dener ancak son anda vazgeçer.

Ciddi bir iletişim sorunu yaşayan Uysal ailesi üyeleri arasında, hayatından mutsuz olan tek kişi Oktay değildir. 

Oktay’ın eşi Nil, ilk çocuğuna hamile kalınca işinden ayrılmış ve 16 yıldır çalışmıyordur. Zaman içinde beyaz yakalı bir iş hayatına sahip olmayı saplantı haline getirmiş olan Nil, iş başvurularında genç adaylarla rekabet edebilmek adına estetik amaçlı bir tedavi geçirmiştir.

Oktay, emekli bir subay olan babası Olcay’ı, yakın zamanda eşini kaybetmiş olmasından ötürü yalnızlık çektiğini söylediği için İstanbul’a kendi evine getirir.

Oktay’ın çalıştığı şirket bir cezaevi inşaat ihalesi almıştır. Oktay’ın görevi, Berhudar adındaki bir Adalet Bakanlığı yetkilisiyle bu cezaevini tasarlamaktır. Üzerindeki mevcut baskılara, Berhudar’la girmiş olduğu zorunlu ilişkinin ağırlığı da eklenince Oktay kendine bir kaçış alanı yaratmak ister. Bunun için de gençliğinde bir süreliğine hayran olup dinlediği ve ona bir özgürlük hissi vermiş olan punk rock’tan yola çıkar. Ailesinden gizli biçimde, hardcore bir punk görünümünde sokağa çıkmaya ve onu bir işgal evi kurmaya kadar götüren ikinci bir hayat sürdürmeye başlar.

Yoğun biçimde iş arasa da her görüşmesinde yaşı ve tecrübesizliği nedeniyle reddedilen Nil, bu süreçte beyaz yakalı bir çalışan olan Yağmur’la tanışır. Kendini ünlü bir firmada yeni işe başlamış ve boşanmış bir kadın olarak tanıtan Nil, Yağmur sayesinde girdiği çevrede hep arzuladığı işkadını hayatını, ailesinden gizli de olsa, yaşamaya başlar.

Olcay’ın İstanbul’a gelme isteğinin gerçek nedeninin, yalnızlık hissi olmadığı anlaşılır. Ocay’ın amacı, vefat etmiş olan eşine son anına kadar bakıcılık yapmış ve artık İstanbul’da çalışan Sofia’yla yarım kalan aşk ilişkisini sürdürmektir. Bunun için de Olcay, ailesinden gizli olarak Sofia’yla görüşmeye başlar.

Uysal ailesinin çocukları, 10 yaşındaki Ece ve Ege’nin ise kendi dünyaları vardır. Akıllı telefon kullanmayı reddeden Ece, insanları ve dünyayı tanımak adına rezidanstaki komşularla tanışmanın peşine düşer. Ve bu arayışta, evinden hiç çıkmayan, genç bir kadın olan, komşuları Zehra’yla bir arkadaşlık kurar.

Üniversite sınavına ikinci kez hazırlanan Ege ise bir sosyal hizmetler uzmanı ve akademisyen olan Seher’i gizlice takip etmektedir. Ancak çok geçmeden Seher bunu fark eder. Genç kadını neden takip ettiğine ve kendi yaşantısına dair yalanlar söyleyen Ege, Seher’le görüşmeye başlar.

Uysal ailenin sırlarını ortaya çıkaracak olan da yine başka bir sırdır. Bu sır da, Adalet Bakanlığı yetkilisi Berhudar’a aittir.